Renaissance Bar, Badrutt's Palace
St. Moritz, İsviçre'de kayak tatilini ilk ticarileştirmeye başlayan merkezlerden biri, hatta ilki de denebilir. Oldukça iyi bilinen bu kayak merkezi her sene, her ülkeden kış sporlarına düşkün sayısız yerli ve yabancı turist ağırlıyor. Şaleleriyle, üst sınıf otelleriyle, lokanta ve marka mağazalarıyla kayak yapan yapmayan herkese iyi bir kış tatili sunuyor. Ayrıca, her sene gerçekleştirilen White Turf at yarışları da St.Moritz'i meşhur eden ve dünya sosyetesinden bir sürü insanı toplayan, farklı organizasyonlarından biri. Hatta, son birkaç senedir Türkiye Jokey Kulübü olarak biz de katılım sağlıyoruz.
Badrutt's Palace Hotel, St. Moritz'in en eski otellerinden biri. Gerçekten bir sarayı andıran binası ile karların altında masalsı bir görünüşe sahip. İçi ve servisi de gerçekten, sarayları aratmayacak cinsten. Ne kadar hoş ki, 1800'li yıllardan beri aynı aile tarafından işletilen ve 2016 yılında 120. yaşını kutlayan otel, lobby katında bir odasını da Renaissance Bar adında bir puro mekanına uygun hale getirmişler.
Otelden içeri girdiğinizde resepsiyon kısmını solda bırakarak kapıdan geçtiğinizde, otelin Le Grand Hall kısmına geçiyorsunuz ki, burası gerçekten de adı gibi, oldukça geniş bir lobby. Akşamüstü çayı, yada akşamüstü içkinizi almak ve dağlara karşı manzara ile hayallere dalmak için birebir bir mekan. Biz tabii, burada kalmıyoruz ve sol tarafa doğru yöneliyoruz. Zira bizi ilgilendiren Renaissance Bar, o tarafta. Paltoları verdikten sonra garsonlar bizi yönlendiriyor ve tam bir dağ otelinde olması gerektiği gibi, ahşabı fazla, şömineli, yerlerin yer yer halı olduğu ve penceresinden dağları görebileceğiniz bir bara giriyoruz. Mekanın hemen girişinde sağda bir Amerikan bar ve bar koltukları mevcut. Geri kalan salon tamamen masa ve rahat koltuklar bezenmiş. Biz içkilerimizi söyleyip, şömine başında yerimizi alıyoruz. Maalesef beni tekrar, tekrar hayal kırıklığına uğratan bir durumu burada da görüyorum. Şömine gerçek odunla yanmıyor. Gerçek fikrimi söylemem gerekirse, insan bu sınıf bir otelde, şöminenin gerçekten yanmasını istiyor ve gaz alevlerini görmek istemiyor. Ambiyansı yaratıyor evet ama, o odun kokusu ve çıtırdama olmayınca da, insan tam olarak şömine önünde oturduğunu anlamıyor.
Biz kendi purolarımızı getirmiştik, lakin ben yine de puro menüsünü istiyorum. Menü her türden puro düşkününü fazlasıyla memnun edecek cinsten. Zira ambargo öncesinden gelen puroları bile menüde bulabiliyorsunuz. Ayrıca, menü sadece puroları ve fiyatları listelemek için değil, aynı zamanda hangi puro ile hangi kokteyl yada içkinin uygun olabileceğini de size, tavsiyelerde bulunarak gösteriyor. Her menü de olmayan bir özellik, çok hoşuma gitti. Sıradan olarak kabul edilecek purolara bakmak ve seçmek için ayrıca bir humidor da mevcut. Humidor ve purolar, İsviçre'de kendine yavaştan sağlam ve haklı bir yer ve isim edinen Cigar Must tarafından temin edilmiş. Humidorun yanında ayrıca, hoş bir detay, birkaç çerçevelenmiş Zino Davidoff fotoğrafı koyulmuş.
Yorgun olarak bitirdiğiniz bir kayak günü, yemekten evvel yada yemekten sonra, sağlam bir keyif yapmak için kesinlikle tavsiye edebileceğim bir yer.
Keyifli tüttürmeler…