Cigar Sense Kraliçesi - Franca Comparetto
Sister of the Leaf(SOTL) röportaj serisini, bugün birçok puro üreticisinin de, yeni purolarının üretim aşamasında danıştığı, Cigar Sense'in yaratıcılarından, Franca Comparetto ile açıyoruz. Franca ile tanışmamız yaklaşık 2 sene evveline dayanıyor. Cigar Sense'in sitesine denk gelip, biraz daha anlamak adına temasa geçtiğim Franca, hem sitesi üzerine, hem de genel olarak puro üzerine tahminimden de fazla yardımcı olmuştu. Sonrasında sitesi üzerine de farklı çalışmalarımız oldu. Geçen zaman içerisinde anladım ki, İtalyan asıllı olan ve 2013'den beri Amerika'da yaşayan Franca, puroya, çoğu erkekten daha fazla ve kapsamlı gönül vermiş bir kadın. Cigar Sense'den arta kalan vaktinde aktivist bir yönü de olan Franca, en son Save Mart süper marketler zincirinde, canlı ıstakoz satışını durdurmuş ve bütün akvaryumları kaldırtmış.
Franca puroya, yaklaşık 15 yıl önce tüttürdüğü ilk Romeo y Julieta Churchill ile başlamış. Puronun verdiği keyif, onu hem puroyu daha iyi anlamak için, hem de işin sosyal yanından da keyif almak için Torino'da bulunan Puro Motiva Puro Kulübü'ne üye yapmış. Puro tüttüren kadınların halen azınlıkta olduğunu doğrulayan Franca, özellikle bazı kadınların, aroma alma hassasiyetlerinin erkeklere göre çok daha fazla olduğunun altını çiziyor.
Franca'ya, kadın olarak puro ile ilgili hatırlayabildiği ilginç bir anısını sorduğumda, San Jose'de bir dükkanda başından geçen bir olayı şöyle anlattı: 'Puro almak için bir dükkana girdim ve bir kutu Opus X istedim. Satıcı, ilginç bir şekilde 'Biz onları geri gönderiyoruz' diye cevap verdi. Ben tekrar sorduğumda, tekrar aynı cevabı aldım. Sonrasında, anladım ki, benim boş Opus X kutusu istediğimi sanıyor ve boşalan kutuları ellerinde tutmadan geri gönderdiğini söylemeye çalışıyordu.' Bu hikaye bile aslında yurtdışında da, halen kadın puro tüttürenlere, alışılmışın dışında bakıldığının açık bir göstergesi.
Purosunu bu aralar genelde yemek evveli tüttüren Franca, 'Bu şekilde, puroya, lezzetine ve aromasına daha fazla önem verebiliyorum' diyor. Tabii ki keyif için dostlarımla, açık ve kapalı mekanlarda tüttürüyorum. Fakat o zaman puronun kendinden çok, etrafa ve konuya odaklanıyorum.
Ayda yaklaşık 15 puro tüttüren Franca, "Puro hakkında her geçen gün o kadar çok keşfedilecek şey var ki, aynı şarap ve viskide olduğu gibi tatları ve aromaları keşfetmek, puroyu çekici yapan baş etkenlerden. Kendimi sosyal bir içici olarak görmesem de, puronun etrafında yarattığı arkadaşlığı takdir ediyorum ve hoşuma gidiyor" diyor.
"Cigar Journal başta olmak üzere, puro üzerine, her türlü dergiyi takip etmeye çalışıyorum. Kadın bir puro tüttürücüsü olarak, Cigar Journal dergisinde, kadınlara daha fazla saygı gösterildiğine inanıyorum. Maalesef, diğer dergilerin çoğunda, kadınlar, seksi puro reklamları dışında kendilerine çok yer bulamıyorlar." diyor Franca.
Biraz puro alışkanlıklarından dem vurunca, daha çok Corona ve Lonsdale benzeri ufak ve orta yüzük kalınlıklarına sahip vitolalardan hoşlandığını, 56 ve üzeri vitolaları sadece tadım amaçlı tüttürdüğünü söylüyor. Tat ve aromaları üzerine seçim yaparken de, tat ve aroma profillerinin zamanla değişebileceğini ve bunu ne kadar iyi anlayabilirsek, yeni marka ve vitola purolara da o kadar açık olacağımızı söylüyor. Ne sevdiğini bilenlerin, önlerinde ne gibi seçenekleri var, onları göstermeyi amaçlayarak Cigar Sense'i yarattıklarını anlatıyor.
Franca, hem Cigar Sense, hem de kendi için her sene InterTabak ve IPCPR fuarlarına katılmaya çalışıyor. Bunun dışında, halen üyesi olduğu Puro Motivo ve Ohlone Cigar Lounge'da tadım panelleri düzenliyor. Kadın katılımcıların %5-10 kadar olduğu bu organizasyonlardaki kadın oranını da artırmaya çalışıyor. Genel itibari ile, kadınların sektörde artan bir görünürlülüğü ve etkileri olduğundan bahseden Franca, Ria Bos'un, Hollanda'da puro sarımını UNESCO Kültür Mirası olarak kabul ettirdiğinin ve Maya Selva'nın Honduras'daki üretim başarısının örneklerini veriyor. "Puro, ne kadar lüks ve ulaşılmaz tüketimle özdeşleştirilirse, kadınlar o kadar seks objesi olarak kullanılacaklar. Puro tüttürmeyi ne kadar normal kabul edersek de, bence o zaman, yukarıdaki örnekler hem artacak, hem de daha gözle görünür olacak. Bu biraz da biz kadınların elinde", diye ekliyor.
Röportajı bitirmeden evvel, purodan bu kadar iyi anlayan biri olarak kendisine, Küba ve Yeni Dünya puroları arasındaki kalite farkını ve ikisi arasındaki tercihini soruyorum. Küba'dan kaçmak zorunda kalarak, farklı ülkelerde yeniden üretime başlayanlara olan büyük saygısından bahsediyor ve günümüzde bir çok ülkede, kaliteli puroların üretildiğini ekliyor. Evlerine, tarlalarına el konulan insanları çok iyi anladığını, çünkü 2. Dünya Savaşı sırasında, İtalya'da büyükbabasının da evine el konduğunu belirtiyor. Bir puronun kalitesine, tohumun ekiminden, yaprakların toplanmasına, toprağın kalitesinden, puronun sarımına kadar bir çok farklı noktanın etki ettiğini hatırlatıyor. "Küba'nın eskiden beri gelen yöntemleri, bugün hala farklı ülkelerdeki üretimlerde de kullanılmaya devam ediyor. Bu yüzden kaliteli puro heryerden gelebilir. Seçim bu noktada artık tüketicinin kendi damak tadına kalmış." dedikten sonra röportaja noktayı koyuyoruz.
Kendisine bir kez daha reportaj için çok teşekkür ediyorum, umarım sizin de hoşunuza gitmiştir.
Keyifli tüttürmeler...