top of page

Churchill Puro Lounge, Hyatt Regency Hotel, Londra

 

Her ne kadar kendisi, ulu önder Atatürk'e, kendisine Çanakkale'de yaşattıklarından sonra sadece şapka çıkarmakla yetinmiş olsa da ve O'nu, kendi sözleriyle, bir kahraman ve modern Türkiye'nin kurucusu olarak adlandıran biri olarak, puro dünyasında kendine, ağzından düşmeyen purosuyla fazlasıyla haklı bir yer edinmiş, edinmenin yanında kendi vitolasına ismini verdirmiş bir insan Churchill. E tabii ki, bu alanda bu kadar popüler bir isim olunca, birçok ülke de ismi puro mekanlarıyla da özleştirilmiş ve özleştirilmeye devam ediyor. Londra'daki Hyatt Regency Otel'in içindeki Churchill Puro Lounge da bu yolu seçmiş mekanlardan biri.

 

Aslında, ne zamandır yazmaya tam fırsat bulamadığım mekan, Bond ve Marble Arch metro istasyonlarının tam ortasında ve Oxford caddesinin bir iki paralelinde olmasıyla, Londra'nın tam göbeğinde desek yalan olmaz. Birçok yere yakınlığı, herhangi bir zamanda rahatlıkla uğramanıza ve soluklanmanıza imkan veriyor.  Lounge'a isterseniz, otelin lobisini takip eden geniş koridorundan ve restoranının yanından geçerek yada direk dışarıya açılan kapısını kullanarak ulaşabiliyorsunuz. Lobi kısmını kullanırsanız, puro evveli, canlı müzik eşliğinde ufak bir tatlı ve kahve keyfi yapabilirsiniz. Bu noktadan itibaren zaten yavaş yavaş, duvardaki resimlerden, Churchill'in varlığını hissetmeye başlıyorsunuz.

 

Mekanın puro içilen(dışarısı) ve içilmeyen(içerisi) iki kısım var. Otel kısmından giriş yaptıysanız, puro içilen kısıma geçmeden evvel, önce köşe bir şöminenin, sonrasında İtalyan DeArt'ın ürettiği humidorın önünden geçiyorsunuz. Kendi puronuzu getirmediyseniz, çok büyük olmamasına rağmen, seçeneklerin, sınırlı üretimler dahil, oldukça iyi olduğu humidordan keyfinize uygun olan bir puro seçerek dışarı çıkabilirsiniz. Kendi puronuzu tüttürmek isterseniz, çoğu diğer mekanda olduğu gibi burada da en az GBP 25,- harcama yapma zorunluluğunuz var.

 

Kapısı bir ucuna açılan mekan, No.10 Lounge da olduğu gibi biraz uzunlamasına, ama neyse ki No.10 kadar daraşık da değil. Kapıdan çıkar çıkmaz, yalnız gelip, tüttürmek isteyenlere yarenlik etsin diye, bronzdan genç Churchill'in bir heykelini oturtmuşlar. Oturup, kendisiyle konuşmaya çalışırsanız, ne derler bilemem ama en azından, kafanızı arada bir çevirip, Churchill ile göz göze gelmiş olursunuz.

 

Mekan, kürk kaplı sandalyeleriyle, oturur vaziyette 30'a yakın misafir ağırlayabiliyor. Etrafı yeşilliklerle çevrili terasın, ısıtması, yukarıdan sarkıtılan ısıtıcılarla sağlanmış. Soğuk sayılabilecek bir günde ziyaret ettiğim mekan, ısıtıcılarla rahat oturulabilecek bir hale gelmiş. Tavandan sarkan şık fener tarzı avizeler ve dal dal ışıklarla hoş bir şekilde aydınlatılmış mekanda, ısıtıcılar yetmiyor derseniz, her bir misafir için şal da mevcut.

 

Fiyatları derseniz, hem kokteyl, hem de puro fiyatları anlamında, diğer otellerden fazla farklılık gösteriyor diyemem. Aktüel detaylı kokteyl ve puro menülerini mekanın kendi sitesinden de takip edebilirsiniz.

 

Dükkanlara olan yakınlığıyla, özellikle kendilerini alış-veriş çılgınlığına vermiş hanımları rahat bırakarak, sizin de Londra'da keyif sürebileceğiniz bir mekan. 

 

Keyifli tüttürmeler...

bottom of page